Yeni yayımlanan veriler, uzun süredir konuşulan bir gerçeği artık net biçimde ortaya koyuyor: Birleşik Krallık, servet üretenler için artık cazip bir ülke değil. Hükümetin işverenlere yönelik 25 milyar sterlinlik vergi artışı sonrası, İngiltere kişisel vergi rekabetçiliğinde OECD ülkeleri arasında 5 sıra birden gerileyerek 25. sıraya düştü. Şili gibi ülkelerin dahi önüne geçmesi, küresel fırsat haritasının hızla yeniden şekillendiğini gösteriyor.
Yüksek vergiler ve büyümeyi cezalandıran politikalar; sermayesini, işini ve hatta vatandaşlığını daha dostane ülkelere taşımak isteyen girişimciler için güçlü bir sinyal. Bu artık sadece mali bir durum değil, aynı zamanda stratejik bir özgürlük meselesi. Önümüzdeki on yılda, erken davranan ve doğru yargılarda bulunan bireyler kazanacak. Varlıklarını, vatandaşlıklarını ve hayatlarını çeşitlendirenler; kısa vadeli politik değişimlerden minimum düzeyde etkilenecek.
Bugün birçok girişimci, katkısının değer gördüğü yerlere yöneliyor. Birleşik Krallık gibi ülkeler yüksek gelir gruplarına baskı yaparken; Şili, Birleşik Arap Emirlikleri ve Singapur gibi ülkeler, yatırım dostu vergi sistemleri kurarak sessiz bir avantaj sağlıyor. Bu sadece bir vergi kaçışı değil, global ölçekte daha dengeli bir gelecek arayışı.
Ve evet, bu tabloda Grenada, sunduğu yatırım yoluyla vatandaşlık programıyla öne çıkıyor. Gayrimenkule yapılacak minimum 270.000 USD yatırımla, taşınma şartı olmadan ikinci bir vatandaşlık edinmek mümkün. Vergi avantajları, aile kapsayıcılığı ve global erişim olanakları ile Grenada, hem yatırımcılar hem de aileler için sürdürülebilir bir çözüm sunuyor.